|
8 Ağustos 2007 Çarşamba
fenerli
18 Nisan 2007 Çarşamba
BİR GÜN HAK BATILA ÜSTÜN GELECEK
Sık Kullanılanlara Ekle
Tavsiye Et
İrtibat
Dini Sualleriniz İçin
Türkçe
English
FERHAT TAKIR SİTE SAHİBİ
HUZUR PINARI
KURULUŞ: 1 Muharrem 14244 Mart 2003
Diş HekimiAli Zeki OSMANAĞAOĞLUYavuz Selim Cad. No:30Fatih / İSTANBUL(0212) 521 34 57
”İnsan seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli...” ”Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemlidir...”
18 Nisan 2007 1 Rebî'ul Âhir 1428
Anasayfa
Kitaplar
Kitaplar Hakkında Bilgi Kitapları İndir Kitap Sipariş Formu Sözlük & Ansiklopedi
Lüzumlu Linkler
Site Linkleri Hüseyin Hilmi IşıkEfendi 'rahimehullah' Çocuk Pınarı Serenity Fountain Mail GrubumuzunYayınlanan Mail Arşivi Sitemiz Anasayfa Yazıları Arşivi Hayat Düsturlarımız -1 Hayat Düsturlarımız -2 Dini Sualleriniz İçin Kitap Sipariş Formu
Arşiv & Download
Kitaplar Sitemiz AnasayfaYazıları Arşivi Yayınlanan Mailler
Yayınlanan Mail Arşivi(Yahoo Groups) Yayınlanan Mail Arşivi(PDF Formatında) İlahiler Şiirler
Tam İlmihal'deki Şiirler (Sesli) Şiirlerle Menkîbeler (Sesli) Video Arşivi Resim Arşivi
Silsile-i Aliyye Kabir Resimleri Abdulhakîm-i Arvâsî Hazretleri H. Hilmi Işık Efendinin Kabir Resimleri Çiçek-Manzara ve Çeşitli Resimler Animasyonlu Şiirler
Ziyaretçi Defteri
Hakkımızda
Huzur Pınarı Mail Grubumuz İnsan seveceği kimseyi iyiseçmeli, ona göre sevmeli Kim olduğun değil,kiminle olduğun önemlidir İslâmiyet menkîbelerleöğrenilir Önemli Açıklama Tenkitler ilmî olmalı İhtiyata riayet etmek Hayat Düsturlarımız -1 Hayat Düsturlarımız -2
İmân ve Ehl-iSünnet İtikadı
Peygamberimiz veDiğer Peygamberler
Kur'ân-ı Kerîm veHadîs-i Şerîfler
Dinimiz veDiğer Dinler
Ehl-i Beyt veEshâb-ı Kirâm
Mezhebin önemi,Sapık Fırkalar
Sünnet ve Bid'at
Gusül-Abdest-Namaz
Zekat-Oruç-Hac,Kurban ve Fıtra
İslam Ahlâkı
Duanın Önemi veÇeşitli Dualar
Mübârek Günve Geceler
İslam Alimleri veNasihatleri
Evlilik ve Aile
Alış-Veriş ve Ticaret
Yemesi & KullanmasıHaram Olan Şeyler
Yükleniyor...
document.getElementById("bos").innerHTML="";
HEPSİ MÜSLÜMAN OLDU
Zâd-ül Mukvîn kitâbında diyor ki, (Resûl aleyhisselâmın komşusu bir ihtiyâr kadın vardı. Kızını Resûl aleyhisselâma gönderdi. Nemâz kılmak için örtünecek bir elbisem yok. Bana, nemâzda örtünecek bir elbise gönder diye yalvardı. Resûl aleyhisselâmın o ânda başka elbisesi yokdu. Mubârek arkasındaki antârîyi çıkarıp, o kadına gönderdi. Nemâz vakti gelince, elbisesiz mescide gidemedi. Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ aleyhim ecma’în”, bu hâli işitince, Resûl “aleyhisselâm” o kadar cömerdlik yapıyor ki, gömleksiz kalıp, mescide cemâ’ate gelemiyor. Biz de herşeyimizi fakîrlere dağıtalım dediler. Allahü teâlâ, hemen Isrâ sûresinin yirmidokuzuncu âyetini gönderdi. Önce habîbine, hasîslik etme, birşey vermemezlik yapma buyurup, sonra da, sıkıntıya düşecek ve nemâzı kaçırarak, üzülecek kadar da dağıtma! Sadakada ortalama davran buyurdu. O gün, nemâzdan sonra, hazret-i Alî “kerremallahü vecheh”, Resûlullahın yanına gelip, (Yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”! Bugün, çoluk çocuğuma nafaka yapmak için sekiz dirhem gümüş ödünc almışdım. Bunun yarısını size vereyim. Kendinize antârî alınız) dedi. Resûl “aleyhisselâm” çarşıya çıkıp, iki dirhem ile bir antârî satın aldı. Geri kalan iki dirhem ile yiyecek almağa giderken gördü ki, bir a’mâ oturmuş, Allah rızâsı için ve Cennet elbiselerine kavuşmak için, bana kim bir gömlek verir diyordu. Almış olduğu antârîyi bu a’mâya verdi. A’mâ, antârîyi eline alınca, misk gibi güzel koku duydu. Bunun, Resûl aleyhisselâmın mubârek elinden geldiğini anladı. Çünki, Resûl aleyhisselâmın bir kerre giydiği herşey, eskiyip dağılsa bile, parçaları da misk gibi güzel kokardı. A’mâ düâ ederek, (Yâ Rabbî! Bu gömlek hurmetine, benim gözlerimi aç) dedi. Iki gözü hemen açıldı. Resûl “aleyhisselâm”ın ayaklarına kapandı. Resûl “aleyhisselâm” oradan ayrıldı. Bir dirhem ile bir antârî satın aldı. Bir dirhem ile de yiyecek satın almağa giderken, bir hizmetci kızın ağladığını gördü. (Kızım, niçin böyle ağlıyorsun?) buyurdu. Bir yehûdînin hizmetcisiyim. Bana bir dirhem verdi. Yarım dirhem ile bir şişe ve yarım dirhem ile de yağ satın al dedi. Bunları alıp gidiyordum. Elimden düşdü. Hem şişe, hem de yağ gitdi. Şimdi ne yapacağımı şaşırdım dedi. Resûl “aleyhisselâm”, son dirhemini kıza verdi. (Bununla şişe ve yağ al. Evine götür) buyurdu. Kızcağız, eve geç kaldığım için, yehûdînin beni döğeceğinden korkuyorum dedi. Resûl “aleyhisselâm”, (Korkma! Seninle birlikde gelir, sana birşey yapmamasını söylerim) buyurdu. Eve gelip, kapıyı çaldılar. Yehûdî kapıyı açıp, Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” görünce şaşırıp kaldı. Yehûdîye, olanı biteni anlatıp, kıza birşey yapmaması için şefâ’at buyurdu. Yehûdî, Resûlullahın ayaklarına kapanıp, (Binlerce insanın baş tâcı olan, binlerce arslanın, emrini yapmak için beklediği ey koca Peygamber! Bir hizmetci kız için, benim gibi bir miskînin kapısını şereflendirdin. Yâ Resûlallah! Bu kızı senin şerefine âzâd etdim. Bana îmânı, islâmı öğret. Huzûrunda müslimân olayım) dedi. Resûl “aleyhisselâm”, ona müslimânlığı öğretdi. Müslimân oldu. Evine girdi. Çoluğuna çocuğuna anlatdı. Hepsi müslimân oldu. Bunlar, hep Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” güzel huylarının bereketi ile oldu. (Huzur Pınarı Mail Grubu)
HUZUR DAMLALARI
EBÜ'L-HASAN-I HARKÂNÎ hazretleri "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki: "Şu iki kişinin çıkardıkları fitneyi, şeytan bile çıkaramaz: Dünyâ hırsına sâhip âlim ve ilimden yoksun sûfî." "Allahü teâlâ için yaptığın her şey ihlâstır. Halk için yaptığın herşey de riyâdır." "En iyi şey, Allahü teâlâyı unutmayan gönüldür." "Nîmetlerin en iyisi, çalışarak kazanılanıdır. Arkadaşların en iyisi, Allahü teâlâyı hatırlatandır. Kalblerin en nurlusu, içinde mal sevgisi olmayandır." "Dünyâda, âlimler ve âbidler (ibâdet eden) çoktur. Ama, akşam ve sabah cenâb-ı Hakkın rızâsı üzere bulunmak mühimdir." (Huzur Pınarı Mail Grubu)
İMAM-I RABBANİ HAZRETLERİNDEN İNCİLER -73
Bu büyüklerin birlikde söyledikleri ikinci söz, kendilerini, herkes gibi insan bilir, yalnız Hak teâlâya ibâdet olunur derler. Herkesi, yalnız Ona ibâdet etmeğe çağırırlar. Hak teâlâ, hiçbir şeyle birleşmemişdir. Hiçbir maddede yerleşmemişdir derler. Peygamberlere inanmıyanlar ise, böyle söylememiş, hattâ, başda bulunanlar, kendilerine tapdırmak istemiş, Hak teâlâ bize hulûl etdi, bizdedir demişlerdir. Böylece, kendilerine ibâdet olunmak lâzım geldiğini, ilah olduklarını söylemekden sıkılmamışlardır. Kendileri, kulluk vazîfelerinden çekilerek, her dürlü çirkin, kötü şeyleri yapmışlardır. İlah oldukları için, kendilerinin sorumsuz olduklarını, herşeye tecâvüz edebileceklerini, kendilerine hiçbir şeyin yasak olmıyacağını sanmışlardır. Her sözlerinin doğru olduğunu, hiç yanılmıyacaklarını, her istediklerini yapabileceklerini sanarak aldanmışlar, milleti de, aldatmışlardır. Böyle alçaklara la’net olsun! Bunlara aldanan ahmaklara, yazıklar olsun! Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” sözbirliği ile bildirdikleri birşey de, kendilerine melek geldiğini söylemişlerdir. Peygamberlere inanmıyanlardan hiçbiri, bu devlete kavuşmamışdır. Melekler, muhakkak ma’sûmdur. Ya’nî vazîfelerini elbette doğru yapar. Hiç yanılmaz ve hiç kötü, pis değildirler. Vahyi, değişdirmeden, unutmadan getirirler. Allahü teâlânın kelâmını taşırlar. İşte, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” her sözü, Hak teâlâdandır. Her getirdikleri emr, haber, hep Hak teâlâdandır. İctihâd etdikleri her söz de, vahy ile sağlamlaşdırılmışdır. İctihâdlarında ufak şaşırsalar, Hak teâlâ, hemen vahy göndererek düzeltir. Hâlbuki, Peygamberlere inanmayıp, kendilerini ilah, tanrı tanıtan, sizi, biz yaratdık, biz kurtardık, deyip kendilerine tapdıran kâfirlerin her sözü kendilerindendir. Sözlerini doğru sanırlar. O hâlde, insâf edelim! Ahmak, câhil bir kimse, kendini ilah, tanrı sanıp, kendine tapınmasını emr eder, her kötü zararlı işi yaparsa, buna inanılır mı? Onun yolunda gidilir mi? Fârisî mısra’ tercemesi: Senenin nasıl mahsûl vereceği, behârından belli olur. Bu kadar uzun anlatmamıza sebeb, açıkça anlaşılmak içindir. Yoksa, hak bâtıldan, nûr zulmetden ayrıdır. Nitekim Allahü teâlâ İsrâ sûresi seksen birinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Hak gelince, bâtıl gider, bâtıl her zemân gidicidir) buyuruyor. Yâ Rabbî, bizleri, o büyüklerin “aleyhimüssalevât” yolunda bulundur! Âmîn. (Huzur Pınarı Mail Grubu)
HUZUR PINARI Mail Grubu
Mail grubumuza üye olanlara, her gün, Peygamber Efendimizin ve diğer Peygamberlerin "aleyhimüsselâm", Eshâb-ı kirâmın "aleyhimürrıdvân", Evliyâ-yı kirâmın ve İslâm âlimlerinin "rahimehümullah" örnek hayatları, menkîbeleri; derdlere devâ, ruhlara gıda, hasta kalblere şifa olan çok kıymetli nasihatleri; kitaplarından -herkese lazım olan- çok kıymetli bilgiler ihtiva eden e-mailler gönderilmektedir.
Huzur Pınarı Mail Grubuna üye olmak için tıklayınız...
İNGİLİZ CÂSÛSUNUN İ'TİRÂFLARI
Bu kitâb iki kısmdan meydâna gelmiştir: Kitâbın birinci kısmında; ingilizlerin dünyâ hâkimiyeti zemânında kurdukları (Müstemlekeler Nezâreti)nin bir elemânı olarak önce İstanbula gelen ve orada çeşidli islâmi ilimleri ve lîsanları öğrenen Hempherin, bağlı olduğu (Nezâret)in tâlimatı ile islâm âlemini dolaşması, Mehmed bin Abdülvehhab ile dostluk kurması, ona vehhâbîlik temel inançlaını telkin etmesi açıklanmakdadır. İslâm dünyâsını ve müslimânları nasıl parçalayabileceğinin âdetâ tatbikâtını yapmışdır. Sistemini kurmuşdur. Kitâbın ikinci kısmında, ingilizlerin islâm memleketlerinde ve bilhassâ Hindistanda yapdıkları insanlık dışı mezâlim anlatılmaktadır.
HÜSEYİN HİLMİ IŞIK EFENDİ "RAHMETULLAHİ TEÂLÂ ALEYH"
En kıymetli kitaplardan tercüme ve derlemeler ile telif eserler vücuda getirdi. Akaid husûsunda, bilhassa Ehl-i Sünnet vel Cemâat inancını sâde bir dille açıklayıp bu inancın yayılmasına öncülük etti. Hanefî, Mâlikî, Şâfi'î ve Hanbelî mezheblerinden birinde bulunmanın Ehl-i Sünnetin alâmeti olduğunu, herkesin kendi mezhebine göre amel etmesinin şart olduğunu, zarûret ve ihtiyâc hâlinde, hak olan dört mezhebden birinin taklîd edilebileceğini, Ehl-i Sünnet kitaplarından alarak açıklayıp herkese duyurdu.Seâdet-i Ebediyye ve diğer kitaplarında, binlerce mesele yazdı. Unutulmuş ilimleri ihyâ etti. Dünyanın her tarafındaki insanlara doğru İslamiyeti tanıttı. Ehli sünnet âlimlerince tasvip ve medhedilen yüzlerce Arabî ve Fârisî eseri, 15 lisanda, Hakîkat Kitâbevi vasıtasıyla yedi iklim, dört bucağa yaydı.
HuseyinHilmiIsik.com
Hayatı HakkındaYayınlanan Mailler
Kabir Resimleri
Eserleri
Üye Ol
Mail GrubumuzHakkında
Yayınlanan Mail Arşivi(Yahoo Groups)
Yayınlanan Mail Arşivi(Tamamı PDF olarak)
Huzur PınarıHakkında
Çocuklar için:CocukPinari.com
Sitemiz AnasayfaYazıları Arşivi
Sitemize ReklamVermek İster misiniz?
Sitemizi ArkadaşınızaTavsiye Edin
Bügünkü GünlükYazıları Yazdır
Bügünkü YazılarıArkadaşına Gönder
Günün Sözü
“En akıllı insan, ölüme hazırlanandır. En ahmak, dünyaya tapandır.”
Güncel
Namaz Vakitleri
Kur'ân-ı kerîm okumak ve dinlemek için tıklayınız
Türkiye Takvimi
Dünya Şehirleri için Namaz Vakitleri
İNSAN ve TOPLUM(Sohbet, Gönül Bahçesi, Hikmetler, Menkıbeler)DİZİ YAZILAR(İz Bırakanlar, İstikamet, Meşhuların Son Sözleri, Gönül Pınarı)
Tam İlmihâlSe'âdet-i Ebediyye (mp3)
Namaz sureleri ve duaları(Yazılı ve sesli)
TGRT FMYayın arşivi
Sesli Yayınlar(Sevgili PeygamberimRehber İnsanlar SerisiTarih Serisi, Çocuk SerisiAlo Bilgi 1-12Mehter Marşları)
Sitemizdeki bilgiler orjinaline sadık kalmak ve kaynak göstermek şartıyla kopyalanabilir.
Tavsiye Et
İrtibat
var ddmx = new DropDownMenuX('menu1');
ddmx.delay.show = 100;
ddmx.delay.hide = 200;
ddmx.position.level1.left = -5;
ddmx.position.levelX.left = 2;
ddmx.position.level1.top = 2;
ddmx.init();
_uacct = "UA-1447412-1";
urchinTracker();